bektaşi demiş ya, rakı ağızdan değil kulaktan içilir diye...
biz ona içki değil, dem deriz!!!
eskiden raki, leylek boynu denilen kadehlerde sek olarak, ardından bir yudum su alınarak içilirmiş.. günümüzde ise genellikle limonata bardağı denilen bardaklarda içine su karıştırılarak içilmektedir... ender olarak da ince belli çay bardağı da tercih edilmektedir pek tabiki.. rakının soğuk içilmesi gerektiği hemen herkes tarafından kabul gören bir görüş olmakla beraber , bu noktada ki ayrılık ise rakıya buz konup konmaması aşamasında ortaya çıkmaktadır... günümüzde daha az sayıda olan rakıyı sek içenler rakıyı şişesiyle soğutup (hatta bardağını da ayrıca soğutup) yanında yine soğuk ya da buzlu su ile içerler... rakıyı içine su katıp içenler ise genelde buz da ilave ederler.. ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, bardağa rakıyı koyduktan sonra su koymadan buz atmamak gerektiğidir.. buz ile ani temas rakının içindeki ve aromasını veren maddelerin kristalleşmesine ve rakının tadının bozulmasına yol açar... rakıya su ilave edildikten sonra buz atılması bu durumu daha aza indirir fakat yine de engellemez... rakıyı sek fakat içinde buz ile içmek ise sadece acemilere mahsustur.rakıya buz atmanın bir sakıncası da buzun yavaş yavaş eriyip, alınan ilk yudum ile son yudum arasında bazen çok büyük lezzet farklılıkları oluşturmasıdır... en güzeli yine de rakıyı
iyice soğutup, içine su ilave edilecekse bu suyu da soğutarak ve yanında buzlu su ile içmektir.
rakı yanlız başına içilen bir içki değil, meze ile birlikte yavaş
(sindire sindire) içilen bir içkidir... mide ve beyne belirli bir etki
yaptıktan sonra insan keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir... yani hem anlatır hem dinler. böylece rakı sofrası en az iki kişinin katıldığı toplu bir eylem, karşılıklı konuşmalara dayandığı için
demokratik bir forum, evrensel ve kişisel sorunların ortaya
getirildiği, fikir alıp verilen, insanın kendisi ile yüksek sesle
düşünerek hesaplaştığı bir tür psikolojik grup terapisi olmaktadır...
unutulmamalıdır ki rakı sofrası saygın bir 'cemiyettir'. buraya katılan
hem bu meclise kabul edildiği için saygı gören bir kişiliğe
sahip demektir hem de diğerlerine karsı saygılı olmak zorundadır.
özetle, rakı nasıl içilir sorusunun en güzel cevabı şudur:
raki adam gibi içilir!
önce kendine gel, sonra meyhaneye;
kalender ol da gir kalenderhaneye.
bu yol kendini yenmişlerin yoludur;
çiğsen başka bir yere git eğlenmeye.
kalk sevinç dolduralım garip gönüle
içelim doğan güne karşı bülbülle
yırtalım biz de gömleği aşık gülle
verelim çiçekler gibi ömrü yele..
ömer hayyam da böyle demiş..dogru demiş...iyi demiş...
eskilere gore belirtilen bazi konulara ek olarak raki masasinin belli kurallari mevcuttur, bu kurallarin baslik altinda goruldugu gibi varyasyonlari da mevcuttur. bunlar bu isi ciddiye alan babalar tarafindan ogullarina kusaklar boyu aktarilmistir.
- raki masasinda mutlak suretle bir kisi servis yapar. saki masadaki en tecrubeli ve en saygi duyulan kisi olabilir; temel kural hic kimse kadehini saki kadehini bitirmeden bitirmemelidir. saki bu isin piri oldugundan ve raki belli bir zamanlama ve belli bir uslupla icildiginden muhabbetin gidisine gore ne kadar icilecegini saki belirler.
- raki mezeli ickidir, bira icer gibi birden fazla yudum alarak raki icenler rakidan tad almayi bilmiyor demektir.
- raki masasinda sadece acilista (yani ilk yudumda) ve masadan kalkarken (yani son yudumda) kadeh tokusturulur, geri kalanlar zevzekliktir.
- kadeh tokusturma esnasinda (bu kisim bir merasim gibidir) kadehinizi saygi duydugunuz kisinin kadehinin altina goturmeniz farzdir. yok karsi tarafta sizin kadehinizin altina dogru yonelmisse kadeh geri cekilir, agir hareketlerle kadeh masaya vurulur. yok karsi tarafta ayni seyi yapiyorsa kadeh yere dogru goturulur. karsi tarah inatla aynisini yapiyorsa goz goze gelinir, kadehler topuga vurulu ve ortada tokusturulur.
her bolgenin unutulmaya yuz tutmus bir raki adabinin oldugu soylenir, ic gecirilir, bize gelen adap budur.
- raki masasinda mutlak suretle bir kisi servis yapar. saki masadaki en tecrubeli ve en saygi duyulan kisi olabilir; temel kural hic kimse kadehini saki kadehini bitirmeden bitirmemelidir. saki bu isin piri oldugundan ve raki belli bir zamanlama ve belli bir uslupla icildiginden muhabbetin gidisine gore ne kadar icilecegini saki belirler.
- raki mezeli ickidir, bira icer gibi birden fazla yudum alarak raki icenler rakidan tad almayi bilmiyor demektir.
- raki masasinda sadece acilista (yani ilk yudumda) ve masadan kalkarken (yani son yudumda) kadeh tokusturulur, geri kalanlar zevzekliktir.
- kadeh tokusturma esnasinda (bu kisim bir merasim gibidir) kadehinizi saygi duydugunuz kisinin kadehinin altina goturmeniz farzdir. yok karsi tarafta sizin kadehinizin altina dogru yonelmisse kadeh geri cekilir, agir hareketlerle kadeh masaya vurulur. yok karsi tarafta ayni seyi yapiyorsa kadeh yere dogru goturulur. karsi tarah inatla aynisini yapiyorsa goz goze gelinir, kadehler topuga vurulu ve ortada tokusturulur.
her bolgenin unutulmaya yuz tutmus bir raki adabinin oldugu soylenir, ic gecirilir, bize gelen adap budur.
-rakı güneş batmadan içilmez bu temel şarttır.ancak güneş iyice yanlamışken bir tek rakı alıp çerezle gün batımına kadar oyalanabilirsiniz.
-rakı yalnız başına içilmez.mutlaka bir rakı sofrasında rakıyı ve mezeleri başkalarıyla paylaşmak gerekir ki sohbet olsun.duvarla konuşarak rakı içilmez.rakı keyif için içilir,dertlenmek için değil.
-rakı sofrasında planlı iş konuşulmaz,iddialı politika konuşulmaz,geyik muhabbeti,memleket kurtarma,futbol gibi rahatlatıcı konular seçilir.
-rakıyla salam sosis gibi et mamülleri ve tencere yemekleri uymaz.
-masaya gelen mezeden bir tane daha istenmez.
-rakıyla öncesinde yada sonrasında başka içki karıştırılmaz.rakıyla başlanır rakıyla bitirilir.cila çekmek tavsiye edilmez.
-rakı sofrasının sonunda tatlı yada meyve uygun olmaz.ancak balık yenmişse limonlu tahin helvası uygun olur.kahve içilir.
-şarkılı programlı yerlerde rakı sofrası olmaz.buna içkili eğlenceli akşam yemeği denir.
-rakı sofrasından kalkıp hamama gidilmez,küvete sıcak su doldurup içine girilmez veya sıcak su ile duş yapılmaz.iç kanama bahanesiyle derhal iki kanat da size takarlar.
-rakı yalnız başına içilmez.mutlaka bir rakı sofrasında rakıyı ve mezeleri başkalarıyla paylaşmak gerekir ki sohbet olsun.duvarla konuşarak rakı içilmez.rakı keyif için içilir,dertlenmek için değil.
-rakı sofrasında planlı iş konuşulmaz,iddialı politika konuşulmaz,geyik muhabbeti,memleket kurtarma,futbol gibi rahatlatıcı konular seçilir.
-rakıyla salam sosis gibi et mamülleri ve tencere yemekleri uymaz.
-masaya gelen mezeden bir tane daha istenmez.
-rakıyla öncesinde yada sonrasında başka içki karıştırılmaz.rakıyla başlanır rakıyla bitirilir.cila çekmek tavsiye edilmez.
-rakı sofrasının sonunda tatlı yada meyve uygun olmaz.ancak balık yenmişse limonlu tahin helvası uygun olur.kahve içilir.
-şarkılı programlı yerlerde rakı sofrası olmaz.buna içkili eğlenceli akşam yemeği denir.
-rakı sofrasından kalkıp hamama gidilmez,küvete sıcak su doldurup içine girilmez veya sıcak su ile duş yapılmaz.iç kanama bahanesiyle derhal iki kanat da size takarlar.
amaaa....
bir kadeh vücuda yarar
ikincisi makul karar
üçüncüsü kafayı sarar
dördüncüsü keseye zarar
beşincisi dimağı yorar
altıncısı hatır kırar
yedincisi bela arar
sekizinci plan kurar
dokuzuncu vurur kırar
on da hakim sual sorar
ikincisi makul karar
üçüncüsü kafayı sarar
dördüncüsü keseye zarar
beşincisi dimağı yorar
altıncısı hatır kırar
yedincisi bela arar
sekizinci plan kurar
dokuzuncu vurur kırar
on da hakim sual sorar
bir de ;
" rakı içmek, her insanın, hayatının her noktasında bulunan, yaşama dair ve yanındaki duruşlarından biridir.
rakı içmek, mideye alkol göndermek ve damarlarda dolaşmasını sağlamak değildir.
rakı içmek için, kocaman yürek, akıl, sevgi ve dolu bir yaşam gerekir.
içmeyi ve felsefesini bilmek gerekir.
içtikten sonra, nara atmışsan, ona buna saldırmışsan, zor kullanmışsan, rezil olmuşsan; sadece, alkol seni kötü yapmış demektir.
rakı içmek başka şeydir. bir şölen gibidir. bilinçtir. bilinci hiç kaybetmemektir. kendini daha bir disipline edebilmek, saygına daha bir dikkat etmek, sevgine daha bir coşku katmak, dünya görüşünü at gözlüğünden kurtarmak demektir.
meyhaneden çıkınca , direksiyona geçmemeyi bilmek ,eğer varsa , "sağlam"ını evde bırakmak demektir. kendine ve insanlara bu saygıyı göstermek demektir.
rakı içmek sohbettir, sabırdır, sevmektir..karşındakini dinleyebilmek, hoşgörüdür.kalbini açmak, samimi olmak demektir.
insana saygı demektir.
çoğu insan, yaşama dair ve birlikteki duruşunda, bir rakı sofrasının sohbetinin tadını, çoğu kez, başka yerde bulamamıştır.oradaki eğitimi de...
uzayıp giden gecede, masadaki meze, esen rüzgar, bir vapurun çığlığı, yanımdaki dostlar, bir dostun dilinden dökülen mısralar, sohbetin coşkusu ve keyfi, şu hicaz şarkı, çiçekçi kızın yüzündeki çaresizlik, "buzlu bademci" nin kurnazlığı, despina'nın yaşam öyküsü ; beni, eğiten, yücelten, duruşumu sağlamlaştıran hayat bağlarım olmuştur.
rakı içmek sarhoş olmak demektir.
sallanmışım; kime ne ! dilim dolanmış; kime ne! sevgiliyi anmışım; kime ne! eli elimde, aşiyan'da, sarmaş dolaş, bir o yana, bir bu yana; kime ne! yağmur başlamış;ayakkabılar,çoraplar fora ,sağnakta yalınayak;kime ne!
sevgim coşmuş,saygımda kusur yok,kafamda,yüreğimde insanlar,içimde sevgileri; gerisinden ;bana ne !
ben rakıyı hiçbir zaman "sarhoş olmak" için, "unutmak" için, "sevgili" için, "şuna buna kızdığım" için, "üzüldüğüm" için, "hasret" için,"yandığım" için, "keşke" için içmedim. arabeskin çıkmazında hiç olmadım..olanlara da aslında hiç kızmadım.. her şey nasıl idiyse ; rakı sonrasında da öyle kaldı. acizleri güçlü, güçlüleri zavallı, küçükleri büyük, büyükleri küçük, imkansızları mümkün görmemeyi bildim..
rakı sonrası benim için, hep tatlı bir hüzün, keyifli bir yorgunluk, mutlu bir yaşam parçası olarak kaldı..
....
bütün bu düşüncelerle sofraya oturduğunda; önce minik bir yudum alacaksın. dilinle, bir yudum rakıyı, ağzının her noktasına ulaştırıp, damağında da gezdirdikten sonra; dilinin altına saklayacaksın. sonra, derin bir nefes alıp minik yudumu yutacaksın.
koklamadan olmaz;koklayacaksın..göreceksin..
normal ısıdaki rakıya buz atmak olmaz.soğukça rakıya attığın bir parça buzun çözülmesini seyredeceksin. büyük keyiftir. bir yerlere alır, götürür insanı.
biraz beyaz peynir şart, mezeler; gerekli. mezeci ruhunu katmış mı,katmamış mı; bakacaksın.. katmamışsa, sorumlusu meyhaneci. atacaksın fırçanı. ama o anda değil; bir dahaki gelişinde. meyhaneci seni anlar,kızmaz..
çok çeşide gerek yok. bir tekinin dahi olsa, tadı damağında kalmışsa yeter.
masada büyükler varsa; rakıya elini süremezsin. biri başladı mı da, artık serbestsin.
ilk yudumu, ben, şükrederek ve tanrı'mın beni affetmesini dileyerek alırım.
bir de ne için kaldırılıyorsa.
rakı bardağı gece boyu değişmez.. kirlense de değişmez.. aslında kirlenmez ya.. neyse.. bütün gecenin tek tanığı ;odur.. dolar,boşalır...
rakı içmek yarış değildir.. bazen bir tek.. bazen bir şişe.. zorlama olmaz.. sofrada tartışma, iddia hiç olmaz. sohbet vardır, paylaşım vardır.. gülmek vardır.. keyif vardır..
sohbetin derinliklerinde, huzur dolar içine..
bak bakalım neler aldın bu sofradan.. bunu soracaksın kendine. sormazsan; olmaz ,cevabını bulamazsan; hiç olmaz..
sohbete rakı, rakıya sohbet eşlik eder...
gece bitmeye yüz tuttuğunda, komşu masalardan korolar başladığında; ben , bu mutluluğu yaşadığıma, sevdiğime, sevildiğime, yanımda güzel insanların bulunmasına; bir kez daha şükrederim.
yüreğimin biraz daha büyüdüğünü fark ederim..
ben rakıyı işte böyle içerim."
rakı içmek, mideye alkol göndermek ve damarlarda dolaşmasını sağlamak değildir.
rakı içmek için, kocaman yürek, akıl, sevgi ve dolu bir yaşam gerekir.
içmeyi ve felsefesini bilmek gerekir.
içtikten sonra, nara atmışsan, ona buna saldırmışsan, zor kullanmışsan, rezil olmuşsan; sadece, alkol seni kötü yapmış demektir.
rakı içmek başka şeydir. bir şölen gibidir. bilinçtir. bilinci hiç kaybetmemektir. kendini daha bir disipline edebilmek, saygına daha bir dikkat etmek, sevgine daha bir coşku katmak, dünya görüşünü at gözlüğünden kurtarmak demektir.
meyhaneden çıkınca , direksiyona geçmemeyi bilmek ,eğer varsa , "sağlam"ını evde bırakmak demektir. kendine ve insanlara bu saygıyı göstermek demektir.
rakı içmek sohbettir, sabırdır, sevmektir..karşındakini dinleyebilmek, hoşgörüdür.kalbini açmak, samimi olmak demektir.
insana saygı demektir.
çoğu insan, yaşama dair ve birlikteki duruşunda, bir rakı sofrasının sohbetinin tadını, çoğu kez, başka yerde bulamamıştır.oradaki eğitimi de...
uzayıp giden gecede, masadaki meze, esen rüzgar, bir vapurun çığlığı, yanımdaki dostlar, bir dostun dilinden dökülen mısralar, sohbetin coşkusu ve keyfi, şu hicaz şarkı, çiçekçi kızın yüzündeki çaresizlik, "buzlu bademci" nin kurnazlığı, despina'nın yaşam öyküsü ; beni, eğiten, yücelten, duruşumu sağlamlaştıran hayat bağlarım olmuştur.
rakı içmek sarhoş olmak demektir.
sallanmışım; kime ne ! dilim dolanmış; kime ne! sevgiliyi anmışım; kime ne! eli elimde, aşiyan'da, sarmaş dolaş, bir o yana, bir bu yana; kime ne! yağmur başlamış;ayakkabılar,çoraplar fora ,sağnakta yalınayak;kime ne!
sevgim coşmuş,saygımda kusur yok,kafamda,yüreğimde insanlar,içimde sevgileri; gerisinden ;bana ne !
ben rakıyı hiçbir zaman "sarhoş olmak" için, "unutmak" için, "sevgili" için, "şuna buna kızdığım" için, "üzüldüğüm" için, "hasret" için,"yandığım" için, "keşke" için içmedim. arabeskin çıkmazında hiç olmadım..olanlara da aslında hiç kızmadım.. her şey nasıl idiyse ; rakı sonrasında da öyle kaldı. acizleri güçlü, güçlüleri zavallı, küçükleri büyük, büyükleri küçük, imkansızları mümkün görmemeyi bildim..
rakı sonrası benim için, hep tatlı bir hüzün, keyifli bir yorgunluk, mutlu bir yaşam parçası olarak kaldı..
....
bütün bu düşüncelerle sofraya oturduğunda; önce minik bir yudum alacaksın. dilinle, bir yudum rakıyı, ağzının her noktasına ulaştırıp, damağında da gezdirdikten sonra; dilinin altına saklayacaksın. sonra, derin bir nefes alıp minik yudumu yutacaksın.
koklamadan olmaz;koklayacaksın..göreceksin..
normal ısıdaki rakıya buz atmak olmaz.soğukça rakıya attığın bir parça buzun çözülmesini seyredeceksin. büyük keyiftir. bir yerlere alır, götürür insanı.
biraz beyaz peynir şart, mezeler; gerekli. mezeci ruhunu katmış mı,katmamış mı; bakacaksın.. katmamışsa, sorumlusu meyhaneci. atacaksın fırçanı. ama o anda değil; bir dahaki gelişinde. meyhaneci seni anlar,kızmaz..
çok çeşide gerek yok. bir tekinin dahi olsa, tadı damağında kalmışsa yeter.
masada büyükler varsa; rakıya elini süremezsin. biri başladı mı da, artık serbestsin.
ilk yudumu, ben, şükrederek ve tanrı'mın beni affetmesini dileyerek alırım.
bir de ne için kaldırılıyorsa.
rakı bardağı gece boyu değişmez.. kirlense de değişmez.. aslında kirlenmez ya.. neyse.. bütün gecenin tek tanığı ;odur.. dolar,boşalır...
rakı içmek yarış değildir.. bazen bir tek.. bazen bir şişe.. zorlama olmaz.. sofrada tartışma, iddia hiç olmaz. sohbet vardır, paylaşım vardır.. gülmek vardır.. keyif vardır..
sohbetin derinliklerinde, huzur dolar içine..
bak bakalım neler aldın bu sofradan.. bunu soracaksın kendine. sormazsan; olmaz ,cevabını bulamazsan; hiç olmaz..
sohbete rakı, rakıya sohbet eşlik eder...
gece bitmeye yüz tuttuğunda, komşu masalardan korolar başladığında; ben , bu mutluluğu yaşadığıma, sevdiğime, sevildiğime, yanımda güzel insanların bulunmasına; bir kez daha şükrederim.
yüreğimin biraz daha büyüdüğünü fark ederim..
ben rakıyı işte böyle içerim."
demiş nejat gözen....
rakı hızını aşmamak gerekir, ona göre...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder